Bir asırdır göğsümüzde şeref madalyası gibi taşıdığımız, vatanın aziz toprağını düşmana teslim etmemek için erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla verilen mücadelenin adıdır Antep savunması.

   Şehit Kamil, Şahin Bey, Karayılan, Dokurcum değirmenindeki on dört küçük şehit ve nicesi tarihe kazınmış gurur levhalarıdır. Kurtuluş mücadelemizin ilk kıvılcımlarını yüreğinde yakan fedakâr evlatların ruhu, kutlu bir meşale gibi Anadolu'nun sinesinde tutuşmuş cümle yurdu aydınlatmıştır.

   Bu destan, "Düşman benim cesedimi çiğnemeden Antep'e giremez." diyen Şahin Bey, çemberi yarıp Dülük'ten Antep'e giren,  gazi iken şehit olan Karayılan, hem anasına hem memleketine cesaretten duvar olup şehadet şerbetini içen Şehit Kamil'dir.

   Antep savunması;  cepheye yâr gönderen, ata gönderen, kardeş gönderen ve amansız bir yoklukta evlat yetiştiren, erzak yetiştiren, askerine  esvap  yetiştiren kadınların adıdır. Yuvasına atılan düşman topuyla şehadete eren, bir gece karanlığında Boyacı Camii'nin bahçesine gömülen ve bugün tam orada adlarıyla nakışlı bir anıtta yaşayan Zekiye, Zeynep, Bedriye, Ayşe ve nicesidir.

   Aylarca canıyla, kanıyla, tüm varlığıyla işgale direnen, toprağına göğsüyle siper olan nice kahramanın emaneti bu şehirde yaşamak ve hizmet etmek en büyük gurur kaynağımız ve hatıralarına layık olabilmek duamızdır. 

  Şanlı destanın 99. yılında, Antep'i Gaziantep; toprağı vatan yapan tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyorum.